Sosyal Medya

Kürsü

Suriye’deki yabancı savaşçılar konusu

Suriye'deki çatışmalarda yer alan yabancı savaşçılar konusu, 2011'den bu yana devam eden savaşın en tartışmalı yönlerinden biri. Suriye İslâm Konseyi Başkanı Usame Rıfâi geçtiğimiz günlerde yaptığı “Suriyeli muhaliflerin yabancı savaşçılara ihtiyacı yok. Ülkede devrime hizmet edecek, koruyacak güç ve cesarete sahip yeteri kadar genç var” açıklamasıyla tartışmalara yeni bir boyut getirdi.



Ä°stanbul'da ikamet eden Rıfâi'nin, yabancı savaşçıların Suriyeliler için bir yük haline geldiÄŸi, bu kiÅŸilerin muhaliflerin terörle iliÅŸkilendirilmesinde bahane olarak kullanıldığı ÅŸeklindeki sözleri de özellikle dikkat çekiciydi. 
Usame Rıfâi'nin kastettiÄŸi yabancı savaşçılar, kendilerini 'küresel cihad'ın üyesi birer 'muhacir' olarak adlandıran Selefiler; özellikle de El Kaide ve benzeri fraksiyonların mensupları. Kavramların direkt tercümesiyle ifade edecek olursak: Rıfâi, Selefi savaşçıların artık direniÅŸe zarar vermeye baÅŸladığını, Suriyelilerin rejime karşı kendilerini savunacak durumda olduklarını söylüyor. 
Bu sözlerdeki doÄŸruluk / yanlışlık payını tespit edebilmek için, Suriye olaylarının tarihine kısaca göz atmak ve ÅŸu anda sahada neler yaÅŸandığına atıfta bulunmak yerinde olur. 
Suriye'deki halk ayaklanması, 2011 yılının mart ayında tamamen barışçıl protesto gösterileri ÅŸeklinde baÅŸladı. Ä°lk haftalarda, Esed yönetiminin reform vaatlerini tutacağını uman kitleler, ellerinde Suriye bayraklarıyla ÅŸehirlerde meydanları doldurdular. Ancak kısa süre içinde rejim, göstericilerin üzerine ateÅŸ açarak ve gözaltına aldığı muhaliflere ağır iÅŸkenceler yaparak gerilimi tırmandırdı. Ä°lk protestoların üzerinden birkaç ay geçtikten sonra, Baas rejiminin bütün gücüyle muhaliflerin üzerine abandığı, onların da kendi imkânlarıyla direnmeye çalıştıkları bir manzara ortaya çıktı. 
Ayaklanmanın ilk döneminde, muhaliflerin yanında yabancı savaşçılar yoktu. Ama Esed iktidarına Hizbullah'tan ve Ä°ran'dan askeri ve istihbarî destek geliyordu. Sahada durumun muhaliflerin aleyhine dönmesi üzerine, Suriye'ye yabancı savaşçı akını baÅŸladı. Bunların hepsi El Kaide zihniyetinde insanlar deÄŸildi. Savaşın sonraki aÅŸamalarında bu savaşçıların bir kısmı El Kaide'ye, bir kısmı diÄŸer muhalif gruplara katıldı; bir kısmı da DAEÅž denilen organizmaya dâhil oldu. EÅŸ zamanlı olarak, Ä°ran ve Rusya da Suriye topraklarında bilfiil asker savaÅŸtırmaya baÅŸlayınca, Suriye'deki mücadele yerli unsurların geri plana düştüğü, dünyanın bütün istihbarat teÅŸkilâtlarının iÅŸin içine girdiÄŸi, uluslararası bir kapışmaya doÄŸru evrildi. 
Suriye olayları 5 yılı aÅŸkın bir süredir devam ediyorsa, bunda birinci derecede âmil olan unsur, her iki tarafta da yabancı unsurların yoÄŸun ÅŸekilde yer alması. Suriyeli muhaliflerin safına yabancı savaşçı akını olmasaydı, Esed rejimi ayaklanmayı birkaç ay içinde bastırırdı. Yerli muhalifler, bu yabancılardan hem savaÅŸmayı öğrendiler, hem de onların dış baÄŸlantı ve destekçilerinden faydalandılar. Ve sıklıkla, yabancıların baÅŸlatıp devam ettirdiÄŸi çatışmalara katılmak durumunda kaldılar. 
Öte yandan, ABD baÅŸta olmak üzere Batılı ülkelerin istikrarlı ve tutarlı bir Suriye politikası izleyememesinin en önemli nedeni de yabancı savaşçılar. Savaşın ana omurgasının El Kaide ve müttefiki grupların üzerinde durduÄŸunu fark eden uluslararası güçler, “ehven-i ÅŸer” olarak Esed rejiminden yana dümen kırdı. 
Dolayısıyla, Usâme Rıfâi'nin “Biz kendi ülkemizi kendimiz koruruz. Yabancı savaşçılar çekilsin” temennisi, sahadaki gerçekliklerle pek örtüşmüyor. Özgür Suriye Ordusu ve diÄŸer 'yerli' grupların savaÅŸ kapasitesi, Selefi gruplarla kıyas edilemeyecek kadar zayıf. Bundan hoÅŸlanılsın ya da hoÅŸlanılmasın, Suriye'deki realite böyle. 
Elbette, Rıfâi'ye “Yabancı savaşçılar, Suriyeliler için bir yük haline geldi” cümlesini kurduran baÅŸka bir realite daha var Suriye'de. Ãœlkeye savaÅŸmak için gelen yabancıların yerel kültür, din anlayışı ve sosyolojiyle zaman zaman sürtüştükleri ve çatıştıkları vaki. Bazı esnemeler ve ittifak giriÅŸimleri gerçekleÅŸse de, halk kitlelerinin genel üslubuyla savaşçı grupların dili arasında hâlâ ciddi bir fark var. Bu fark, DAEÅž'in yarattığı korkuyla birleÅŸince, ortaya çıkan manzara sıradan halk için ürkütücü hale gelebiliyor. 
Söz konusu Selefi savaşçıların, savaÅŸ sonrasında nasıl bir toplum tasavvur ettikleri, Suriye halkının bu tasavvura ne ölçüde kabul göstereceÄŸi, cihadî-SelefiliÄŸin ne tür bir siyasal sistem kurmayı hedeflediÄŸi, bu sistemde diÄŸer Müslümanların hangi haklara sahip olacakları gibi ciddi sorular var. Rejime karşı olduÄŸu halde, 'ÅŸeriat' kavramını Selefiler gibi algılamayan dindar kesimlerin, bu sorular üzerinden geliÅŸtirdiÄŸi korku ve çekinceler de, Suriye'de mevcut diÄŸer realite. 
Suriye'de yaşanan savaşın ortaya çıkardığı sosyal, siyasal ve dini meseleler, tek bir yazıyla özetlenemeyecek kadar çeşitli ve çok katmanlı. Tüm bu meseleleri soğukkanlılıkla ve gerçek verilere dayalı biçimde konuşmaksa, şu anki en acil ihtiyaç.
 
TAHA KILINÇ / YENİ ŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.